TCMB analizi: Firmaların döviz biriktirme eğilimi zayıflıyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan analize göre, reel sektör firmalarının döviz biriktirme eğilimi zayıflarken, döviz talebinde ithalat kaynaklı ihtiyaçlar belirleyici hale geldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), reel sektör firmalarının döviz talebindeki eğilimleri ve kaynaklarını ele alan bir analiz yayımladı. TCMB’de müdür Kadri Gürcü ile uzman yardımcıları Muhammed Furkan Erdoğan, Ömer Faruk Karaahmetoğlu ve Süleyman Kutalmış Özcan imzalı “Reel Sektörün Döviz Talebi Gelişmeleri” başlıklı yazı, Merkezin Güncesi sayfasında yer aldı.

Çalışmada, net ihracatçı firmaların döviz arzına katkısının sürdüğü, döviz biriktirme davranışının ise zayıfladığı vurgulandı; firmaların döviz talebinde son dönemde ithalat kaynaklı ihtiyaçların daha belirleyici olduğuna dikkat çekildi.

Yazıda, firmaların yabancı para mevduat payının 2023 Haziran’da yüzde 60,7 iken 2025 Haziran itibarıyla yüzde 35’e gerilediği; 2021–2025 döneminde döviz akımı analizinin, reel sektörün son bir yılda net döviz satıcısı konumuna geldiğini gösterdiği belirtildi. Mart ayındaki kur oynaklığı sonrasında eğilimin tempo kaybettiği, buna karşın net ithalatçı sektörlerin talep tarafındaki ağırlığının arttığı ifade edildi. Enerji, otomobil ticareti, demir-çelik, kimya ve telekomünikasyon gibi alanlar net döviz alımlarında öne çıktı.

TCMB’de yayımlanan yazının tamamı şu şekilde:

“Firmalar ithalat ödemeleri, finansal yükümlülükler, kur oynaklığına karşı korunma ihtiyacı ve yatırım tercihi gibi nedenlerle döviz talep edebiliyor. Bu talebi etkileyen unsurların belirlenmesi finansal istikrar ve para politikası etkinliği açısından önemli. Bu yazıda, reel sektör firmalarının döviz talebinin zaman içerisindeki seyrini ve bu talebin kaynaklarını mercek altına alıyoruz.

Firmaların döviz talebine ilişkin yaygın olarak kullanılan göstergelerden birisi, yabancı para (YP) mevduatların toplam mevduat içindeki payı.[1] Parasal sıkılaşma ile birlikte, firmaların YP mevduat oranı, 2023 yılı Haziran ayındaki yüzde 60,7 seviyesinden gerileyerek 2025 yılı Haziran ayı itibarıyla yüzde 35 seviyesine düşüyor.

YP mevduat payındaki gerileme firmaların döviz biriktirme eğilimindeki azalışa işaret etse de reel sektörün yavaşlayan döviz talebi akım verilerde daha net görülüyor. Bunun için firmaların spot ve vadeli piyasalarda döviz işlemlerini, dış ticaret kaynaklı net döviz gelirlerini ve YP cinsi kredi kullanım ve geri ödemelerini de dikkate almak gerekiyor.  Bu amaçla, firmaların başlıca döviz giriş ve çıkışlarını netleştirerek aşağıdaki formül ile firma bazında döviz akımı hesaplıyoruz:

Döviz akımının pozitif olması firmanın döviz biriktirdiğini, negatif olması ise firmanın mevcut döviz stokunu azalttığını gösteriyor. Bu çerçevede, reel sektörün 2021 Ocak – 2025 Mayıs dönemindeki döviz akımı gelişmelerini inceliyoruz. Bulgular, firmaların döviz gelirlerini biriktirme eğiliminin zayıfladığına işaret ediyor.

Döviz akımını firma gruplarına göre incelediğimizde, zayıflamanın net ihracatçı firmalardan kaynaklandığı görülüyor. 

Sıkılaşma döneminde ihracatın ve YP kredi kullanımının yükselmesine karşın döviz akımının azalması net ihracatçı firmaların döviz satışlarının arttığına işaret ediyor. Net ithalatçı firmaların döviz akımı ise aynı dönemde negatif ve yatay seyrediyor. Bu durum net ithalatçı firmaların döviz ihtiyacının önceki döneme benzer şekilde devam ettiğini gösteriyor.

Döviz akımının seyri firmaların döviz talebinin zaman içerisinde azaldığını ve reel sektörün son bir yılda net döviz satıcısı konumuna geldiğini gösteriyor.

Bu eğilim döviz kurlarında oynaklığın görüldüğü Mart ayından sonra bir miktar yavaşlasa da firmalar nette döviz satıcısı olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, reel sektörün döviz alımlarında net ithalatçı firmaların payı artıyor. 

2021 Ocak – 2023 Mayıs döneminde ortalama yüzde 57 civarında seyreden bu pay, parasal sıkılaşma dönemiyle birlikte yüzde 65 seviyesine yükseldi. Bu durum, son dönemdeki döviz talebinde firmaların ithalat kaynaklı ihtiyaçlarının daha belirleyici olduğunu gösteriyor.

Son olarak, reel sektörün yakın dönemdeki net döviz talebini sektörel kırılımda inceliyoruz. Bu amaçla, son 12 ayda döviz alımı döviz satımından fazla olan sektörlere odaklanıyoruz. Bu sektörlerin toplam net döviz alımındaki en yüksek payı, başta enerji ile ilgili sektörler olmak üzere otomobil ticareti, demir-çelik, kimya ve telekomünikasyon gibi ithalatçı sektörlerin oluşturduğunu görüyoruz 

Özetle, parasal sıkılaşma döneminde firmaların döviz biriktirme davranışında ve döviz talebinde net bir değişim gözlüyoruz. Net ihracatçı firmalar finansal sisteme döviz arz ederken net ithalatçı firmalar uzun dönem ortalamasına yakın bir döviz talebi sergiliyor. Yakın dönemde görülen döviz alımlarında da net ithalatçı firmaların dış ticaret ödemeleri belirleyici oluyor. Bu gelişmeler net ihracatçı firmaların döviz arzına yaptığı katkının sürdüğüne işaret ediyor.”

Related Posts

Alaattin Aktaş: 15-34 yaş grubundaki 24 milyon kişiden 6,5 milyonu ne eğitimde ne istihdamda

Alaattin Aktaş: 15-34 yaş grubundaki 24 milyon kişiden 6,5 milyonu ne eğitimde ne istihdamda

Sinop’ta 173 km Yol Asfaltlandı

Sinop İl Özel İdaresi, 173 km köy yolunu 60 günde asfaltladı, ulaşım projeleri devam edecek.

93 Yaşında Terziliği Sürdürüyor

Sivas’ta 80 yıldır terzilik yapan 93 yaşındaki Recep Yılmaz, işini severek sürdürüyor.

SoftBank’tan Intel’e 2 milyar dolarlık yatırım

Japonya merkezli SoftBank Group, ABD’li yarı iletken üreticisi Intel’e 2 milyar dolarlık yatırım yapmayı öngören bir anlaşma imzaladı.

Japon SoftBank’tan Intel’e 2 milyar dolarlık yatırım

Japonya merkezli SoftBank Group, ABD’li yarı iletken üreticisi Intel’e 2 milyar dolarlık yatırım yapmayı öngören bir anlaşma imzaladı.

İş bırakan memurların eylemleri İstanbul’da sürüyor: ‘Sokaklarda, alanlardayız’

İstanbul Kadıköy’de düzenlenen eylemde kamu emekçileri, uzun süredir görmezden gelinen haklarını ve taleplerini güçlü bir şekilde dile getirdi. Üretimden gelen güçlerini kullanarak daha adil çalışma koşulları için alanlarda buluştu. Taleplerin karşılanmaması durumunda mücadelelerinin süreceği vurgulandı.